Mutlaka okunması gereken felsefe konulu 10 kitabı listeledik.
Felsefe geçmişten günümüze, tarihin her anında ilginç ve bilgi verici bir öğretici olmuştur. Felsefe'nin ilginç ve çok farklı bir öğreti olmasının yanı sıra, Felsefe ile uğraşan kişilerde bir o kadar farklı insanlardır. Biz de sizler için felsefe konulu birkaç farklı kitabı sıralama olmadan sizler için listeledik.
1. Sokrates'in Savunması - Platon
Platon (MÖ yaklaşık 428-MÖ yaklaşık 348): Bugünkü üniversitenin atası sayılan Akademia’nın kurucusu ve hocası Sokrates’i konuşturduğu diyaloglarla felsefeyi yazıya en iyi aktarmış ustalardan biridir. Bu kitapta birbirini tamamlayan dört diyalog yer almaktadır. İlk diyalog olan Euthyphron’da yargılanışının öncesi anlatılır ve dinsizlikle suçlanan Sokrates’in inançları hakkında bilgi verilir. Sokrates’in Savunması’nda ise yargı süreci anlatılmaktadır. Kriton’da hüküm sonrası anlatılır, bir yurttaşın saygı duyması gereken ilkeler tartışılır. Platon’un en şiirsel eserlerinden biri olan Phaidon’daysa Sokrates’in son günü anlatılırken ruh hakkındaki düşünceleri yansıtılmaktadır.
2. Sofie'nin Dünyası - Jostein Gaarder
Norveçli yazar Jostein Gaarder tarafından 1991 yılında yazılmıştır. 1995 yılından sonra İngilizce'ye ve diğer dillere çevrisi yapılmıştır. Kitap, 30 milyondan fazla kopyasıyla Norveç dışındaki Norveçli yazarlarından tümünden daha başarılı olmuştur.
Sofie, bir gün posta kutusunda "Kimsin sen?" yazılı bir kart bulur ve bundan hareketle felsefe tarihinde yanıtlanmış tüm sorulara cevap bulur. Romanın sonunda aslında Lübnan'daki bir BM taburunda görevli olan bir binbaşının kızına doğum günü hediyesi olarak yazdığı bir romanın parçası olmasını anlamasıyla biter. Jostein Gaarder'in felsefe alanında yazdığı bu kitap insanı kendi içine çekerek edebiyat tarihinde hakkı olan yeri almaktadır. Roman içinde roman denilebilecek, her yaştan insanı kendi içine çekebilecek türden bir başyapıt, mistik tarihin felsefe taşı...
3. Denemeler - Michel De Montaigne
Michel de Montaigne (1533-1592): "Kendini tanı" ve "Ne biliyorum?" gibi temel sorularla yola çıkarak bir insanda insanlığın bütün hallerini yoklayan "deneme" türünün insim babasıdır.
1571'de kitaplarıyla birlikte çiftliğinin kulesine çekilmesiyle başlayan bu yaratıcı süreç, Montaigne'i önce okuduklarıyla ilgili notlar almaya itmiş, aynı notlar zamanla Denemeler'i (1580) oluşturmuş, ve bu kişisel yazılar ilk yayımlanıştan sonra da dallanıp budaklanmayı sürdürmüştür.
4. Özgürlüğe Uçuş - Delia Steinberg Guzman
Her zaman kendimize şu soruları sorup cevap aramışızdır; “Mutluluk nedir?”, “Genç olmanın anlamı nedir?”, “Kendimizi nasıl inşa edebiliriz?”. Bütün bu soruların cevapları, yazarın 21 psikoloji makalesinden oluşan Özgürlüğe Uçuş kitabında; İnsanın Kendisi Olmasının Muhteşem Sanatı, Çift Ayna, Özgürlük ve Yazgı, Hayatta Başarmak, Bizi Yoran ve Dinlendiren Şeyler, Değişim Korkusu, Tekrarlama, Bilinç Durumları Bulaşıcıdır, Kişiliğin Değişimleri, Biz İnsanlar Neden Yalan Söylüyoruz?, İnsan Motivasyonları, Dinlemeyi Bilmek, Hepimiz Daha Fazlasını İstiyoruz, Gençlik Bunalımı, İnsanlar İnsanlardan Korkuyor, Bağlanma ve Özgürlük, Emin Olmak ve Fanatizm, Koruyan ve Tahrip Eden Kalkanlar, Ne İçin ve Nereye, Zor Olan – Kolay Olan ve Mutluluk.
5. Dava - Franz Kafka
Franz Kafka'nın Dava adlı romanının bu çevirisi, yazarın Oxford Metinleri diye adlandırılan el yazıları üzerinde Amerikalı ve Alman uzman-ların yaptıkları son çalışmalarla oluşturulan metinden yapıldı.
Dava, Korku Çağı diye adlandırılan 20. yüzyılda insanoğlunun artık neredeyse kurtulunması olanaksız bir yazgıya dönüşen kuşatılmış yaşamının öyküsüdür.
Bu çağa korku egemendir, çünkü insan, hemcinsleriyle insanca bir dil aracılığıyla iletişim kurabilme, böyle bir dille insanca tepkiler uyandırabilme olanağından yoksun kalmıştır.
Albert Camus'nün deyişiyle, bu olanağın bulunmadığı bir çağ artık ancak "Korku Çağı" diye adlandırılabilir.
Kafka'nın Dava'da betimlediği yargılama süreci, böyle bir çağın en güçlü simgelerinden biridir ve onun eseri, insan insanın korkusu olarak kaldığı sürece, güncelliğini hiç yitirmeyecektir.
6. Sessizliğin Sesi - Helena Petrovna Blavatsky
Nasıl ki kulaklarımızın sesleri duyabilmesi için sessiz bir ortam gerekli ise insanın da ruhunu göğe yükseltecek gerçekleri duyabilmesi için ilk şart sessizliğin sağlanmasıdır. Burada ki sağlanacak sessizlik, dışsal ve bizden bağımsız olan bir tanımlama değil, aksine içsel karmaşamızın bir tanımıdır. Sağlanacak içsel sessizliğin ardından insanın aklındaki perde kalkacak ve arzulardan arınmış bir halde, pırıl pırıl bir güneş görünümü alacaktır. Avare isteklerden arınmış akıl sade ve sadece gerçeği bulma çabasına girecek ve hayatı boyunca bu yolda devam edecektir.
Sessizliğin Sesi insan zihnini sığlıktan kurtarıp derin sularda kulaç atmaya teşvik etmesi bakımından , cehalet odalarına bağlanmış prangalarını kırmak isteyenler için Madam Helena Petrovna Blavatsky tarafından Batı dünyasına kazandırılmış mükemmel bir bilgelik kitabıdır.
7. Beyaz Zambaklar Ülkesinde - Grigory Petrov
Beyaz Zambaklar Ülkesinde, Mustafa Kemal Atatürk zamanında Türkçeye ilk kez çevrildi. Atatürk, kitabı okuduğunda bu destansı başarıya tek kelimeyle hayran olmuştu. Derhal kitabın ülkedeki okulların, özellikle askeri okulların müfredatına dahil edilmesini emretti. Türk askerleri ülkelerindeki “yaşamı yenilemek” için mutlaka bu kitabı okumalıydılar. O vakitler, kitap o kadar çok ilgi gördü ki, Kuran-ı Kerim’den sonra en çok okunan kitap haline geldi.rnrnBu kitap tüm yoksulluğa, imkansızlıklara ve elverişsiz doğa koşullarına rağmen, bir avuç aydının önderliğinde; askerlerden din adamlarına, profesörlerden öğretmenlere, doktorlardan işadamlarına kadar, her meslekten insanın omuz omuza bir dayanışma sergileyerek, Finlandiya’yı, ülkelerini geri kalmışlıktan kurtarmak için nasıl büyük bir mücadele verdiklerini, tüm insanlığa örnek olacak biçimde gözler önüne sermektedir.
8. Böyle Buyurdu Zerdüşt - Friedrich Nietzsche
Otuz yaşındayken yurdunu ve yurdunun gölünü ardına bırakarak dağa çekildi Zerdüşt. Dağda on yıl zaman zarfında, bıkmadan, usanmadan hep ruhunu dinledi... Ve sonunda içinde, gönlünün derinliklerinde bir değişiklik duyumsadı. Günlerden birgün yıldız, aydınlatacak bir şeyin kalmasyadı yazgın ne olurdu? On yıl varki buruya mağarama çıkıyorsun. Eğer, ben, kartalım ve yılanım olmasaydık, ışığından ve yolundan bezerdin. Fakat her sabah seni bekledik. Işığının fazlasını aldık ve bunun için seni kutsadık.
Bak! Ben, fazla bal toplamış arı gibi uzanacak ellere muhtacım. İnsanlar arasında, akıllılar deliliklerine; fakirlerde zenginliklerine kavuştuğu o derin sevinci tekrar yaşatmak için armağanlarımı paylaştırmak istiyorum. Bunun için aşağılara inmeliyim. Nasıl ki sen, cömert yıldız, akşamları denizin arkasına iniyor ve arkadaki dünyaya ışık götürüyorsan, ben de senin gibi, inmek istediğim insanların arasına girmek istiyorum.
Ey, en büyük mutluluğu bile kıskanmadan görebilen tek göz, beni kutsa!... Taşmak isteyen kadehi kutsa ki içinden su, altın gibi aksın ve mutluluğun parıltılarını her tarafa saçsın.
"Bak, bu kadeh yine boşalmak, Zerdüşt yine insan olmak istiyor." Zerdüşt'ün on yıl sonra insanların arasına karışma isteği ve dağdan inişi böyle başladı.
9. Devlet - Platon
Platon (Eflatun, İÖ yaklaşık 428/7-İÖ yaklaşık 348/7): Bugünkü üniversitenin atası sayılan Akademia'nın kurucusu (İÖ 387) ve hocası Sokrates'i konuşturduğu "diyaloglar"la felsefeyi yazıya en iyi aktarmış olan ustalardan biridir.
Sokrates'in Savunması (Apologia) ile birlikte diyaloglarının en tanınmışı olan Devlet (Politeia)'te ise Platon, "iyilik", "eşitlik", "güçlülük" ve "haklılık" gibi "insanlık durumları"nı irdeleyerek düşlediği en iyi devletti anlatmış, ve bu temel yapıt, ister yanında ister karşısında olsunlar, 2000 yılı aşkın süredir ortaya konan bütün devlet kuramı ya da toplum düzenlerinin başvuru kaynakları arasında yer almıştır.
10. Aforizmalar - Franz Kafka
Kafka, içinde yaşadığı dönemin, o dönemin olaylarının değil, gelmiş geçmiş tüm zamanların toplumsal mekanizmalarının yarattığı yalnızlığı, anlamsızlığı betimlemiştir.
Kuşkusuz, karanlık bir tablodur bu. Bu karanlık tabloyu aydınlatan ise Kafka Güneşi’dir. Gecenin en yoğun ânında doğan, karanlığın tüm gizlerini açığa vuran ışığıyla, bizlere, insanlara yalansız bir dünya göstermeye çalışan, bunu handiyse özür dilercesine mırıldanarak gerçekleştiren, son aşamada da pişman olup tüm yazdıklarının yakılmasını (bunu hiçbir zaman yerine getirmeyecek bir dostundan istemiş olsa da) isteyen, hiçlikten sahici bir dünya yaratan bir insan...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder